NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
عِيسَى بْنُ
يُونُسَ
حَدَّثَنَا
ابْنُ
جُرَيْجٍ عَنْ
يَحْيَى بْنِ
عُبَيْدٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
السَّائِبِ
قَالَ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ مَا
بَيْنَ
الرُّكْنَيْنِ
رَبَّنَا
آتِنَا فِي
الدُّنْيَا
حَسَنَةً
وَفِي
الْآخِرَةِ
حَسَنَةً
وَقِنَا عَذَابَ
النَّارِ
Abdullah b. es-Sâib'den;
demiştir ki:
Ben Resûlullah
(S.A.V.)'i iki rükün arasında;
"Ey Rabbimiz bize
dünyada da âhirette de iyilik ver ve bizi cehennem azzâbından koru"[Bakara
102.] diye dua ederken işittim.
İzah:
Ahmed b. Hanbel, III,
411.
Resûl-i Ekrem'in arkalarında
dua ettiği iki rükünden maksat, Rükn-i Yemânî ile Rükn-i Hacerîdir. Dua
içerisinde geçen "Dünyadaki iyilik"den maksat, insanın tab-i
selimine, zevk-i selimine uygun düşen ve insanın âhiret amellerini işlemesine
vesile olan hayırlardır. Sâliha kadın da bu hayırlardan birisidir.
"Âhiretteki iyilik"den maksat ise, hesaba çekilmeden ve azaba
uğramadan cennete girmek ve Cemalullahı müşahede etmektir.
Bu hadisten anlaşılıyor
ki Resûl-i Ekrem (S.A.V.) tavaf esnasında Rükn-i Yemanî ile Rükn-i Hacerî
arasında dua etmiştir. Bu bakımdan ümmetinin de Resül-i Ekrem'in yaptığı gibi
dünya ve âhiret nimetleriyle ilgili dualarda bulunması müstehabtır. Ulemanın
büyük çoğunluğuna göre bu iki rükün arasında dua etmek sünnettir. Fakat
terkinden dolayı bir ceza gerekmez. Hasan el-Başrî ile Süfyan es-Sevrî'ye ve
Maliki ulemâsından el-Mâcişûn'a göre ise, bu sünnetin terkinden dolayı kurban
lâzımdır.